bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugün şöyle akademik camiayla ilgili olan bitenlere bakarken bizim bölümde bir süre önce akademik eğitimini bitirmiş birine denk geldim. sonra hiç üşenmedim sırf meraktan öğretim üyesi olarak girdiği üniversitede açılan ilana baktım. ilanda okuduğu bölüm şartı ve ihtisas alanı yazmak tamam da yaptığı çalışmanın adını direkt yazmışlar ve şu konuda çalışma yapmış olmak diye net belirtmişler. yok artık arkadaş direkt adını yazsaydınız daha kolay olurdu. kişiye göre kadrolar açılarak bilim dünyası tamamen donanımlı insanları bir kenara atarak ilerliyor ve o donanımlı insanlar ya şanslıysa yurtdışına gidiyor ya da bir köşede çürüyüp yok oluyor. yıllarca emek vermiş birçok kişinin hayatı bitiyor. bazen hayata dair her şeyin bomboş bir saçmalıktan ibaret olduğunu düşünüyorum. sadece bu da değil mesele. tamam parası güzel ama "referansını" bulmuş zar zor oraya bir şekilde kapağı atmış olan insanların zaman içerisindeki değişimlerini de görüyorum. bir insan iki yılda bu hale nasıl gelir ruhları çekilmiş gibi. dışardan bakınca kaç bin maaş alıyor ohh ortamlarda da havası var falan diyoruz ama referansla bir yerlere gelenlerin de ağızlarından bıkkınlık cümleleri düşmüyor aslında. çünkü gerçekten mesele sadece o makama oturmak değil, oturduktan sonra o işi yıllarca yapabilmek ve yeri geldiğinde senden üstlere ağam paşam çekebilmek maalesef gerçekler bunlar. sadece makam olarak üstündekiler de değil eğer biri senin oraya oturmanı sağladıysa onun her dediğine de koşman gerekiyor kendini ona mecbur hissediyorsun çünkü, bir de işin böyle psikolojik ve mental çöküntü yaratan enerji tüketen yönü var. yani iki ucu b*klu değnek. o para ve makamın havası güzel ama en fazla iki yılda çürük domates gibi oluyorsun. bir de o halinle sadece işinde değil ortamdaki insanlarla olan ilişkilerinde de hep iyi olmak zorundasın ki arkandan bir şeyler dönmesin vs. böyle akademik kariyer hayalleri kurarken olaylara biraz gerçekçi yaklaştığımda pembesi gidiyor tozu kalıyor. para kazansan bile ne harcayacak enerjin ve zamanın kalıyor ne de o paranın tamamının hayrını görebiliyorsun bu da bir gerçek. asıl soru şu ki güzel paralar kazanıp çalışmak mı yoksa ortalama bir hayatta kafa rahat yaşamak mı? Bunun kararını gerçekten veremiyorum. kendimi bulamıyorum. sorgulamalarım sonuçsuz kalıyor. Edit: bu konuda bir şeyler okurken şöyle bir şeye denk geldim birçok kişinin içsesi olmuş "ülkemizde maalesef ki bir pozisyon için ne kadar kalifiyeyseniz, o pozisyona alınma ihtimaliniz o kadar düşük oluyor. çünkü alacakları eleman ya ezebilecekleri biri ya da gün yapabilecekleri, pasta börek yiyebilecekleri kankiştoları olmalıdır!" bundan daha iyi anlatılamaz sanırım
      1Bunu savunma şekilleri de çok ilginç. Adam açık açık "Tanımadığım birini kabul etmem, istersen ülke birincisi ol farketmez." demişti. - issiz_akademisyen 25.02.2023 05:52:47 |#4515949
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1paylaşımdaki youtube kanalını sayende yeni keşfettim bir iki videoya baktım ve şu an eğitim hayatımı bitirdikten sonra köşeme çekilme kararı aldım teşekkürler asdfghasdfghjkl - olsemmineyapsam 06.04.2022 17:06:58 |#4347700
      1hdasjkdhaskjd siz yine de ne olur ne olmaz diyerek her fırsatı değerlendirin. bu işler biraz da nasip kısmet işi. hiç alanı olmayan bir yere öylesine başvurup sürpriz bir şekilde kabul edilip, sonra da orada gayet iyi şekilde kariyer yapan insanlar tanıyorum. hakkınızda hayırlısı olur umarım. - louis froziel 06.04.2022 17:13:53 |#4347701
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ülkemizde bu ünvanlar çok kolay verildiğilden benim için anlam ifade etmiyor. Kalem oynatmadan akademisyen olanlar var. Bir de bu ünvanları taşıyamayan ( aslında akademisyen,dekan,bakan vs olamayacak nitelikte olan ) insanlar yüzünden bu kişilere artık çok farklı bakıyorum.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şu an bölümüm için önemli bi dersteyim ve bu entryi giriyorum. Bundan mutlu muyum veya yaptığımın doğru bişi olduğunu savunuyo muyum tabiki de hayır. Bunları söyleme sebebim ise bence herkes akademisyen ya da öğretmen olmamalı. Kadın sabahtan beri aşırı mayışık bi ses tonuyla asla yerinden kalkmadan slayt okuyo. Slayt okumak harici bişi yapıyosa bile kimseyi kendine çekemiyo. Ses tonu hep aynı stabil. Ders ingilizce olduğundan dolayı da ilgi çekmek insanları derse odaklamak haliyle çok zor. Bu hoca yakında profesör olucak olsun da zaten. Bir insanın bir şeyi çok iyi bilmesi onu anlatabileceği ya da karşısındaki insana öğretebileceği hissettirebileceği anlamına gelmiyor. 2 senedir kadına hiç vermediği dersleri hem de bölüm için zorunlu ve önemli dersler kapsamına giren dersleri verdiriyolar şimdi o derslerden ne anladın diye sorsanız inanın bana hepsini unuttum ve bu durum beni çok üzüyo. Elbetteki bi yerde durum hocadan çıkıp insanın kendini geliştirmesi kısmına geliyo ama insan karşısında onunla çok fazla ilgilenmeyen gönülsüz ders anlatan hatta anlatamayan birini gördüğünde o derse olan ilgisi ve hevesi de kaçıyo üstüne bunlar hakkında aklına bişi takıldığına sorma gereksiniminde bile bulunmuyo çoğu zaman. Kısacası herkes öğretmen akademisyen hoca olmasın hadi diyelim de bi şekilde oldu en azından bari hakkını verebilmek adına çaba göstersin.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben bundan olmak istiyordum ama bana dediler ki torpilin olsun, benim de torpilim yok diye vazgeçtim bende. bugün günlerden hüzün..
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Akademisyen olma hayaliyle başladığım yüksek lisansı, iki günde bir bıraksam mı düşüncesiyle devam ettiriyorum. Buraya kadar geldim bari diplomayı alayım da bir daha ben sağ akademi selamet yani. Olmuyor. Gitmiyor. O kadar benlik değilmiş ki. Bir de maalesef o akademi içinde neler gördük, neler duyduk inanamazsınız. Zaten olsa da bize sıra gelmez maalesef. Personel alımları çürük bir sistemden ibaret tamamen.
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu ülkede maalesef akademisyen olmak zor. Bir şeyi hak etmek için çalışmak gerekiyor olmalıydı dayın olması değil :/ Ve maalesef akademisyenlerin belli bir kısmı torpille geldiği için yeterli eğitim de verilemiyor. Her ucu boklu değnek
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıllardır hayalim olan meslek. bu noktada usta Machiavelli gibi “amaca giden her yol mübahtır” diyerekten akademik yeterliliğin beraberinde elime geçen her imkanı kullanacağım, kusura bakmayın arkadaşlar.
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hangi başlığa yazacağımı bilemediğim için buradayız dostlar. Bir sorum olacak. Kısa süre önce öğretim görevlisi olmak adına bir başvuru yaptım ve henüz ön değerlendirme sonuçları gelmedi. Ancak olur da olumlu bir cevap alırsam diye önceden hazırlanmak adına bilenlere bir danışayım dedim. Ön değerlendirme sonrasında sınav için okula çağırıyorlar anladığım kadarıyla. Bu sınav yazılı bir bilim sınavı mı yoksa sözlü bir mülakat şeklinde mi oluyor? Ve süreç nasıl işliyor? Bilenler turuncu ya da yeşil hiç fark etmeden ışık yakabilirse çok sevinirim.
      1her ikisi de olabilir sadece biri de olabilir. çoğunlukla senato kararlarıyla hareket ediliyor yani değişkenlik gösterebilecek bir durum. başarılar - sivri1biber 26.01.2024 02:52:30 |#4669667
      0Yani sınavı görmeden bilemeyiz diyorsun. Teşekkür ederim :) - la dame blanche 26.01.2024 02:54:49 |#4669668
      0yani ilgili kurum bilgilendirme yapıyor :d rica ederim - sivri1biber 26.01.2024 16:21:10 |#4669743
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Araştırmak geliştirmek iyi de öğrenci işleri hiç benlik değil
      1normalde bu öğrenci işleri akademisyenin işi değildir ama türkiyede sapla saman birbirine karıştığı için akademisyenlik artık öğretmenden hallice bir meslek oldu - klostrofobik zeytin cekirdegi 26.01.2024 18:59:18 |#4669762
      0Normalde kimin işi sadece Türkiye de gördüğümü biliyorum - astalavesselam 26.01.2024 19:06:41 |#4669764
      1eğitmenlerin işidir normalde. ayrı kadrolar vardır eğitmen ve akademisyen diye. akademisyenin derslere girecek sınav hazırlayacak ödev kontrol edecek öğrenciyle iletişim kuracak boş vakti olmaz. akademisyenin işi düşünmek araştırmak ve yazmaktır. - klostrofobik zeytin cekirdegi 26.01.2024 19:15:11 |#4669768
      butun yorumlari goster (4)